Sosyal Medya

Makale

Suriye’de siyasi çözüm neden bulunamıyor?

Suriye krizi boyunca birçok bölgesel ve uluslararası aktör siyasi müzakere çabası ortaya koydu. ÖrneÄŸin Türkiye, önce Esed rejimiyle doÄŸrudan konuÅŸma, ardından Arap Ligi nezdindeki giriÅŸimleri ve bu giriÅŸimlerin sonuçsuz kalmasıyla krizin BM’ye taşınmasıyla siyasi müzakere alanında inisiyatif alan aktörlerin başında geldi. Cenevre ve Paris toplantıları ile uluslararası toplum Suriye krizine siyasi bir çözüm yolu ararken, mezkur toplantılar çözüm üretmek bir yana belki de yarattığı umutsuzlukla çatışmaları daha da alevlendirdi. Son olarak Viyana toplantısından bir siyasi çözüm çıkarmayı deneyen uluslararası toplum, sorunu önceki toplantıların sonuç bildirgelerinden geriye taşıdı ama ileriye taşıyamadı.

Tüm çabaları baÅŸarısız olan uluslararası toplum Filistin-Ä°srail meselesinde olduÄŸu gibi ‘barış sürecinin’ barışına deÄŸil sürecine yatırım yapan bir performans ortaya koydu. Ä°lginçtir ki bir akil aktör çıkıp da ‘neden baÅŸarısız oluyoruz?’ sorusuna samimiyetle cevap arama gerekliliÄŸi duymadı. Cevap arayan da teÅŸhisi yanlış koydu, doÄŸal olarak yine yanlış sonuca vardı. 
Önce teÅŸhisi doÄŸru koyalım: 
Åžimdiye kadarki siyasi çözüm çabalarının en büyük hatası, müzakere masasına muhalefetin rejimin karşısında dezavantajlı bir ÅŸekilde oturtulmasıdır. Masaya, arkasında Ä°ran ve Rusya’nın diplomatik, sahada bu aktörlerin ordularıyla birlikte Hizbullah ve yabancı terörist savaşçıların koÅŸulsuz askeri desteÄŸi ile giden Esed rejimi, ‘tok satıcı’ misali ÅŸartlarını dayattı. Muhalefet de ‘biz bu ÅŸartları kabul edebilseydik zaten devrim zahmetine girmezdik’ dedi. 
Esed’in akıbetini muÄŸlak bırakan ve muhalefeti yine bölüp parçalayıp müzakere masasına oturtmayı amaçlayan Viyana toplantısı ve ardından Riyad’da yapılan muhalefet toplantısı da ‘neden baÅŸarısız oluyoruz?’ sorusunun cevabını muhalefette aradığı için sonuç üretemedi. Hem de ABD ve Rusya’nın siyasi müzakere konusunda anlaÅŸmasına raÄŸmen. Oysa ABD siyasi müzakere ihalesini Rusya’ya vermiÅŸti. Tıpkı Esed’in kimyasal silah sorununu çözme iÅŸini Rusya’ya havale ettiÄŸi gibi. 
Viyana toplantısı da ABD destekli bir Rus projesiydi. BaÅŸtaki De Mistura’nın da bir Rus projesi olduÄŸu gibi. Yine çaba muhalefeti ÅŸekillendirme üzerine yoÄŸunlaÅŸtı. Viyana sonrası yapılan Riyad toplantısına muhalefet diye davet edilenlerin bir kısmı muhalif bile deÄŸildi. Milli Koordinasyon Komitesi gibi Åžam’dan muhalifçilik oynayanlar bile muhalif kisvesinde toplantıya davet edildi. Esed rejiminin stratejik ortağı PKK ise davet edilmediÄŸi için toplantıyı eleÅŸtirdi. Oysa adı üstünde muhalefet toplantısı; PKK masanın Esed tarafında kendisine yer aramalıydı. 
Riyad toplantısının okuyabilenler için tek olumlu sonucu, Rusya ve Esed rejiminin siyasi müzakereler konusunda ciddiyetsizliÄŸini ve müzakere deÄŸil dayatma peÅŸinde olduÄŸunu göstermesi oldu. Muhalefetin kim olduÄŸuna da kendileri karar vermeden müzakere masasına ciddiyetle oturmayacakları anlaşıldı. 
TeÅŸhis böyleyken tedavi ne olmalı? Artık Suriye’de önceki çabalardan farklı bir metot denenmeli. Muhaliflerin masaya rejime göre avantajlı oturmasını saÄŸlayacak askeri zemin oluÅŸturulmalı. Rus müdahalesiyle sahadaki son kozunu oynayan Esed-Ä°ran-Rusya ekseninin dramatik askeri kayıplarla gönüllü olarak masaya oturması saÄŸlanmalı. Askeri denge muhaliflerin lehine bozulmadan baÅŸlatılan her müzakere sonuçsuz kalmaya ve Suriye krizini biraz daha uzatmaya mahkûm. Suriye’de elbet bir gün siyasi çözüm bulunacak ama gerçekçi olmak gerekirse bu çözüm ancak iki taraftan birinin askeri olarak kaybetmesiyle mümkün olacak.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.